Uzun Bekleyişin Ardından Hindistan’ın İkinci Genelkurmay Başkanı Atandı Ancak Eleştirilerin Yankıları Sürüyor- Duygu Çağla Bayram


Hindistan’da bir süredir önemli bir tartışma konusu: Neden ikinci bir Genelkurmay Başkanı ataması bu denli gecikti? Genelkurmay Başkanlığı meselesinin de ötesinde, ayrıca Hindistan’ın ulusal güvenlik yönetiminin iki eksik halkasının olduğu da vurgulanıyor.

Doğrusu, Hindistan, ulusal güvenlik stratejisi yayınlamamış tek büyük askeri güçtür. Kapsamlı bir ulusal güvenlik stratejisi oluşturmak için duyurulan birçok girişimin olmasına karşın, bunların sonuçsuz kalmalarının en hafif nedeni, bir bölümün diğeriyle temel ilkeler üzerinde anlaşmaya varamaması olarak karşımıza çıkıyor. Bu da Hindistan’ın, kapsamlı bir uzun vadeli plan veya vizyon olmaksızın ulusal güvenlik formüllerini planlamaya ve uygulamaya devam etmesine yol açıyor. Buna yol açan ikinci eksik halka ise Hindistan Savunma Bakanlığı’nın 2009 tarihli operasyonel yönergesinin güncel olmaması ve yeni zorluklara, değişen koşullara hitap edecek şekilde gerekli revizenin yapılmaması da ifade ediliyor. Bu noktaya, Hindistan eski Kara Kuvvetleri Komutanı General Vij, 2018 tarihli bir makalesinde “30 gün (yoğun) ve 60 gün (normal) oranlarda aynı anda iki cephede savaşmaya hazır olmalıyız.” diyerek dikkat çekiyor. (Bkz: Two-Front War: What Does It Imply?, National Security: Cilt I, Sayı I, August 2018.)

İki cepheli savaş
durumu Hindistan’da çok uzun süreli bir kaygı konusu. Nitekim Çin’in 2016’dan,
Pakistan’ın 1976’dan beri benzer bir sisteminin varlığı dikkate alınarak,
Genelkurmay Başkanlığı meselesi de Hindistan’ın batı ve doğu sınırlarında
muhtemel bir iki cepheli savaş durumu nedeniyle hayati bir mesele olarak
görülmeye başlamıştı. Askeri güvenliğin yönetimine ortak bir yaklaşımın
olmaması Hindistan’ın en önemli zayıflığı olarak görülüyor ve Kargil
savaşındaki ordu-hava güçlerinin uyumsuzluğu ile Mumbai terör saldırılarının
ilk birkaç saatindeki kriz, bu gerçeğin açıklayıcı örnekleri olarak dile
getiriliyor.

Öte yandan, Genel
Kurmay Başkanlığı makamı Hindistan’da çok uzun bir süredir düşünülen ancak bir
türlü pratiğe geçirilemeyen bir konu idi. Bağımsızlıktan hemen sonra birçok kez
gündeme gelse de ilk kez resmi olarak 1971 Hindistan-Pakistan savaşı sonrasında
dönemin Başbakanı Indira Gandhi ve 1982’de o zamanki Ordu Komutanı General
Krishna Rao tarafından gündeme getirilmişti. Ancak Hindistan için ağır bir
yenilgi anlamına gelen 1999 Kargil Savaşı sonrası Hint hükümeti tarafından 2001
yılında kurulan Kargil İnceleme Komitesi’nin önerisiyle ciddi anlamda düşünülmeye
başlanan bir konu oldu. Kargil Savaşı’nın ardından Hindistan’ın güvenlik
sistemindeki boşlukları incelemek için kurulan söz konusu üst düzey  komite, Genelkurmay Başkanı’nın Savunma
Bakanı’na tek noktadan askeri danışman olarak atanmasını tavsiye etmişti. Ancak
o zamanlar politik ve bürokratik yapı içinde bu fikre karşı çıkan önemli bir
kesim söz konusuydu. Nedeni ise makamın, kara-deniz-hava olmak üzere üç kuvvet
komutanlığını da denetleyecek nitelikte olduğu için bir kişiye çok fazla yetki
vereceğinin doğru olmadığı kanısıydı. Kargil İnceleme Komitesi’nden gerek 10
yıl sonra Maliye ve Kurumsal İlişkiler Bakanlığı tarafından kurumsal yönetişimi
hem teoride hem de pratikte geliştirmek için kurulan Naresh Chandra
Komitesi’nin 2012’de gerekse 14 yıl sonra dönemin Savunma Bakanı tarafından
ülkenin savaş kabiliyetini artırmak ve silahlı kuvvetlerin savunma
harcamalarını yeniden dengelemek için önlemler önermesi adına kurulan Shekatkar
Komitesi’nin 2016’da aynı öneriyi sunması da somut bir sonuç getirmedi. Açıkçası,
Genelkurmay Başkanlığı fikri ağırlıklı olarak Kara Kuvvetleri merkezinde
düşünüldüğü için, Hava Kuvvetleri ile Deniz Kuvvetleri’nin, Genelkurmay
Başkanlığı’nın kurulması durumunda Ordu’nun egemenliğine girme olasılığından
çekinmesi, bu fikrin hayata geçmesini geciktirmiştir.

Ancak, Başbakan
Narendra Modi’nin, makamın oluşturulmasına açık oluşu, Güvenlik Komitesi’nin
süreci hızlandırmasını beraberinde getirdi. Nitekim Modi’nin 15 Ağustos 2019’da
bağımsızlığın 73. yıldönümünde müjdeyi vermesinin ardından Hindistan’da Genel
Kurmay Başkanlığı makamı 24 Aralık 2019’da kuruldu. Ülkenin ilk Genel Kurmay
Başkanı olarak 31 Aralık 2019’da göreve atanan ve 1 Ocak 2020’de göreve
başlayan General Bipin Rawat, 8 Aralık 2021’de bir helikopter kazası nedeniyle
hayatını kaybetti.

General Bipin
Rawat’ın yerine ikinci bir Genelkurmay Başkanı neredeyse bir yıla yakın bir
sürenin ardından atandı. Ayrıca, Savunma Bakanı Rajnath Singh’in 14 Haziran’da
2. Genelkurmay Başkanı’nın yakında atanacağını duyurmasından yaklaşık bir hafta
öncesinde Silahlı Kuvvetler’in tüzük değişikliği de açıklandı. Buna göre, ister
görevde ister emekli olsun 62 yaşını doldurmamış tüm üç yıldızlı subayların
atanma hakkı oldu. Ancak, Hint Silahlı Kuvvetleri’nin yönerge değişikliği
öncesi kurallarına göre, Genelkurmay Başkanı, Hint Silahlı Kuvvetler’inde görev
yapan subaylar arasından seçilen dört yıldızlı bir subaydır. Yönerge
değişikliğinin de elvermesi ile üç yıldızlı emekli bir subay olan 61 yaşındaki
General Anil Chauhan’ın, ülkenin 2. Genelkurmay Başkanı olarak 30 Eylül sabahı
göreve başladığı duyuruldu.

Ancak öncesinde
gerek makamın çok uzun süre boş kalması gerekse açıklanan yönerge değişikliği
Hindistan çevrelerinde bir çok kuşkuya ve tartışmaya yol açtı. Gecikmenin,
hükümetin askeri hiyerarşide yirmi yıldır bekleyen bir reformu hayata geçirme
konusunda gerçekten ciddi olmadığına dair yanlış bir sinyal gönderdiği; bunun
sadece bir noktaya değinmek için, “Bak, biz 20 yıldır yapılmayanı
yaptık.” diyebilmek için siyasi bir hamle mi olduğu sorgulanıyor.
Eleştirmenler şu meşru soruları soruyor: Eğer Genel Kurmay Başkanlığı rolü bu
kadar önemliyse neden bunca zaman boş kaldı ve atama için bu kadar gecikme
yaşandı? Veya eğer ülkenin ulusal güvenliği Genelkurmay Başkanlığı rolü olmadan
da ilerleyebiliyorsa neden görevi doldurma zahmetine giriliyor?

Genelkurmay
Başkanlığı makamı ulusal güvenlik konularında hükümete tek noktadan askeri
tavsiyede bulunmak için profesyonel bir organa sahip olmanın gerekli olduğu
argümanı etrafında inşa edilmişti. Makamın neredeyse bir yıldır boş kalması,
Hindistan’daki yüksek savunma yönetimine yönelik genel kayıtsızlık olarak ifade
ediliyor. Silahlı Kuvvetler’in daha düşük bir önceliğe sahip olduğu ve üst
düzey askeri makamların siyasallaşmaya açık olduğu yönünde bir izlenim söz
konusu.

Diğer yönden,
değiştirilen kuralların üç yıldızlı emekli subayları göreve uygun hale
getirmesi, dört yıldızlı subaylar olan kara-hava-deniz komutanlarının emekli
bir üç yıldızlı subaya rapor vermek zorunda kalacak olmalarının sorun
yaratabileceği düşünülüyor. Ayrıca, ordu komutanları için dahi genellikle
birimin en kıdemli memuru atanıyor. Bu noktada, Genelkurmay Başkanlığı görevini
emeklilik sonrası bir işe ve sadece siyasi bir atamaya indirgemek olarak
eleştiriliyor.

Tüm bu tartışmaların ekseninde,
Hindistan’ın stratejik çevrelerinden Hint hükümetine, bir an önce savunma
reformlarının daha öncelikli hale getirilmesi ve önceki Genelkurmay Başkanı
ordudan olduğu için, bir sonraki Genelkurmay Başkanı’nın dengeyi sağlamak adına
donanma veya hava kuvvetleri olmak üzere diğer iki kanattan birinden seçilmesi
gerektiği yönünde öneriler de sunulmuştu.

Bununla birlikte,
hükümetin ikinci bir Genelkurmay Başkanı’nı atama konusunda karar verme
süresinin, General Bipin Rawat’ın öngörülmeyen kısa görev süresinden
kaynaklanan operasyonel eksikliği gidermek adına fazladan zaman aldığı
düşünülmüştü. Ancak, şimdi de gecikmenin, Genelkurmay Başkanı olarak seçilmek
için gerekli kriterlerdeki değişiklikler dışında herhangi bir netlik
sağlamadığı ve bunun da uzunca bir süredir tartışılan fikrin gönülsüz bir
uygulaması olduğu yönünde bir eleştiri getiriliyor. Nitekim yeni atanan
Genelkurmay Başkanı haberi, Hint medyasınca, “üç yıldızlı bir subayın ilk
kez dört yıldızlı bir rütbeye sahip olmak için emekliliğinden geri
getirilmesi” şeklinde yorumlanarak lanse edildi.

Tüm bunların ötesinde, atanan ikinci
Genelkurmay Başkanı için, Ukrayna’daki savaşın ardından birçok zorlukla
karşılaşacağı belirtiliyor. Buna göre: Envanterin neredeyse yüzde 70’inin
Sovyet veya Rus menşeli olduğu ve kritik bileşenlerinin Ukrayna’dan tedarik
edildiği ve tedarik zincirinin ciddi şekilde kesintiye uğradığı durumlarda,
Hint ordusunun savaşabilirliğini sağlamak ilk meseledir. KOVİD salgınının
ulusal ekonomi üzerindeki yıpratıcı etkisi ve bunun sonucunda savunma
bütçesinin daralması ise diğer bir mesele olarak belirtiliyor.

Ülkenin ikinci
Genelkurmay Başkanı General Anil Chauhan, ülkenin eski Doğu Ordusu Komutanı ve
ilk Genelkurmay Başkanı General Bipin Rawat gibi Çin konusunda uzman olarak
biliniyor. Ayrıca, emeklilik sonrası, Ulusal Güvenlik Danışmanı Ajit Doval
başkanlığındaki Ulusal Güvenlik Konseyi Sekreterliği’nin askeri danışmanı
olarak görev yaptığı ifade edilen General Chauhan’ın, ülkenin en az gelişmiş ve
en sıkıntılı bölgeleri olan Jammu ve Keşmir ile Kuzeydoğu Hindistan’daki isyan
karşıtı operasyonlarda geniş deneyime sahip olduğu belirtiliyor. Bununla
birlikte, General Chauhan’ın, Doğu Ordu Komutanı olarak görev yaptığı süre
boyunca Arunachal Pradesh ve Sikkim sektörlerinde Çin ile Fiili Kontrol Hattı
boyunca Hindistan’ın askeri hazırlığını geliştirmede kilit rol oynayan iyi bir
askeri komutan olduğu ve Hindistan uçaklarının Pakistan’ın derinliklerinde
terörist eğitim kampını vurduğu 2019’daki Balakot hava saldırıları sırasında
Ordunun Askeri Operasyonlar Genel Direktörü olduğu ifade ediliyor.

Sonuç olarak,
Hindistan çevrelerinde her ne kadar birçok eleştiri ve soru işareti söz konusu
olsa da ülkenin her iki Genelkurmay Başkanı profili dikkate alındığında, bir
olasılık dahi olsa iki cepheli bir savaş durumunun ulusal güvenlik açısından
doğrudan bir odak noktası olarak alındığı çok açık. Dolayısıyla ülke
savunmasında en üst düzey pozisyonu ifade eden Genelkurmay Başkanlığı’nın, ülke
savunmasında en yumuşak iki karnı olan Çin ve Pakistan konusunda uzman veya
deneyimli bir profil çizmesi, şimdilik oldukça isabetli bir karar gibi duruyor.
Ayrıca, ülke savunmasında kara odağının daha öncelikli olarak dikkate alınması
yönündeki tarihsel motivasyon da göz ardı edilmemeli.

Dr. Duygu Çağla BAYRAM

Ankara merkezli Hindistan araştırmacısıdır. Uluslararası İlişkiler alanında doktorası vardır ve Çalkantılı Sularda Yeni Rota: Hint-Pasifik Anlatısı ve Hindistan (2021, Nobel) kitabının yazarıdır.


Bu yazıya atıf için: Duygu Çağla Bayram, ‘Uzun Bekleyişin Ardından Hindistan’ın İkinci Genelkurmay Başkanı Atandı Ancak Eleştirilerin Yankıları Sürüyor’, Panorama, Çevrimiçi Yayın, 10 Ekim 2022, https://www.uikpanorama.com/blog/2022/10/10/india/


Telif@UIKPanorama. Çevrimiçi olarak yayımlanan yazıların tüm telif hakları Panorama dergisine aittir. Aksi belirtilmediği sürece, yayımlanan yazılarda belirtilen görüşler yalnızca yazarına/yazarlarına aittir. UİK, Global Akademi, Panorama Yayın Kurulu ile editörleri ve diğer yazarları bağlamaz.